Türkçemizde ve günümüzde, insanların ve Müslümanların çok kullandıkları
“ yaratmak” kelimesi, hayatımızın her alanında düşünülmeden kullanılmaktadır. Mesela; “olay yaratmak eser yaratmak şiir yaratmak pozisyon yaratmak” vb.
İnsanlar bu kelimeyi yoktan var etme anlamında değil de var olana yeniden şekil
verme manasında kullanırlarsa bir sakıncası olmaz. Zira, Allah’tan başka hiçbir kimse yoktan var edemez. Her şeyin yaratıcısı O’dur. İnsanlar sadece var olanı keşfeder, icat eder ve yeni bir şekil verir.
Allahü Teâlâ’nın, hiçbir işinde ortağı yoktur. Her varlığın yaratıcısı yalnız O’dur. Kur’an-ı Kerim’de mealen buyuruluyor ki: “Yaratmak Allah’a mahsustur.(A’râf- 54)”, “Yaratıcı ancak Rabbindir. (Hicr- 86)”, “Her şeyi yaratan Allah’tır. (Zümer - 62)”, ”Sizi de yaptığınız işleri de yaratan Allah’tır. (Saffat -/96)”. Ayrıca Mü’minûn suresi 14. ayet ile Sâffât suresi 125. ayetlerde, “ Allah yaratanların en güzelidir” buyurulmaktadır. Bu ayetlerde de “ğalk/yaratma “ kelimesi, “olana yeni şekil verme” anlamında kullanılmaktadır.
Cenab-ı Hak, tek yaratıcı kendisi olduğunu ve başka ortağının bulunmadığını bildirirken, insana yaratıcı denmez. Hadis-i şerifte, “Allah, her sanatkârın ve san’atının yaratıcısıdır” buyuruldu. (Buhari)
Yaratan Allahü Teâlâ, kesbeden ( çalışıp kazanan) kuldur.İnsanlar, mahluk olduğu gibi, bütün işleri, hareketleri de Allahü Teâlâ’nın mahlukudur. Çünkü O’ndan başka, kimse bir şey , yaratamaz. Kendi mahluk, yaratılmış olan, başkasını nasıl yaratabilir?.. Yaratılmak damgası, kudretin az olduğuna alamettir ve ilmin noksan olduğuna işarettir. Bilgisi, kuvveti az olan, yaratamaz. İnsanın işinde, kendine düşen pay, kendi kesbidir. Yani o iş, kendi kudreti ve iradesi ile olmuştur. O işi, yaratan Allahü Teâlâ, kesbeden kuldur.
Bu sebeple hiçbir kul, yoktan var ederek yaratamaz. Yaratıkların hepsinin de önce bir çekirdeği, özü ve aslı mevcuttur. İnsan, bu çekirdeği, öz ve asıldan üretmiş, şekillendirmiş, geliştirmiş olur. Bu manada kullara “yarattı” denebilir.
Rabbimiz, Fecr Suresi 6,7, 8. ayetlerde “ Ey Muhammed !.. Rabbinin hiçbir memlekette benzeri ortaya konmayan sütunlara sahip İrem şehrinde oturan, Ad milletine ne ettiğini görmedin mi ?.. buyurduğu, bu manadadır. Yoksa yoktan “var etti “, manasında yarattı denemez.
Allahü Teâlâ’dan başkasına, yarattı demek, tehlikelidir, hoş değildir. Çünkü her şeyi yaratan, var eden, Allahü Teâlâ’dır. İnsanlar için,” yarattı “ kelimesini kullanmak, çok çirkindir, Allahü Teâlâ’ya karşı edepsizliktir, hiç uygun düşmez.
Yaratmanın, Arapça karşılığı olarak İslâmî kaynaklarda en sık geçen kelime halktır. Sözlükte “yaratmak, meydana getirmek, bir şeyden yeni bir şey icat etmek, imal etmek, ölçüp biçmek (takdir)” ve mecazen “yakıştırmak, uydurmak” gibi anlamlarda masdar, “yaratılmışlar, insanlar” mânasında isimdir. Aynı kökten hilkat “yaratılış,fıtrat,tabiat”, hâlik ve hallâk“ yaratan”,mahlûk”,“yaratılan” hulk/huluk “tabiat, huy, karakter, ahlâk” anlamına gelir.
Halk kavramı dinî terminolojide özellikle Allah’a mahsus olmak üzere “yaratmak, yoktan var etmek” şeklinde tanımlanır. İbn Sîde, mutlak bir ifadeyle, “Allah bir şeyi halketti” denildiğinde bunun, “Yokken var etti” mânasına geldiğini belirtir (el-Muḥkem ve’l-muhîtü’l-azam, IV, 388).
Ğâlik ve ğallâk kelimelerinin başında harf-i ta‘rif bulunduğunda sadece Allah için kullanıldığı belirtilir (Lisânü’l-Arab, “hlk” md.).
İlk sözlük yazarlarından Ebû Bekir İbnü’l-Enbârî halk kelimesinin “ilk defa ortaya konan bir örneğe göre, eşyaya yapı kazandırma” (inşâ) ve “olması istenen şeyin ölçülerini belirleme” (takdir) şeklinde iki anlama geldiğini söyler. Birinci manaya, “Biliniz ki ğalk da emir de Allah’ındır” (A‘râf - 54), ikincisine, “Ğalkedenlerin en güzeli olan Allah yüceler yücesidir” (Mü’minûn -14) meâlindeki âyetler örnek gösterilir.
Hz. Îsâ (A.S.)’nın İsrâiloğulları’na mûcize olarak çamurdan kuş biçiminde bir şey
yapacağını söylediğine dair âyette geçen ğalk (Âl-i İmrân - 49) “takdir” mânasındadır ve Hz. Îsâ’nın “yoktan ortaya çıkarmayı kastetmediği özellikle belirtilir (Lisânü’l-Arab, “hlk” md.).
“Yapmak, inşa etmek, ihdas etmek; başlamak, ilk olmak” anlamlarındaki
bed‘ kökünden ziyâdeli masdar olan ibdâ, Allah’a nisbet edildiğinde “önceden bir örneği olmadan bir şeyi yaratmak” (Cevherî, es-Sıhâh, “bda” md.; Lisânü’l-Arab, “bda” md.); “alete, maddeye, zamana ve mekâna bağlı kalmadan bir şeye varlık kazandırmak” (Râgıb el-İsfahânî,el-Müfredât, “bda” md.); “bir şeyi yoktan var etmek, bir şeyden başka bir şey oluşturmak” (et-Tarîfât, “ibdâ” md.) gibi farklı şekillerde açıklanmıştır.
Aynı kökten ‘bedî’ Allah’ın isimlerindendir. “Benzersiz yaratmak her bir varlığı fiilen meydana getirmek açığa çıkarmak” şeklinde açıklanan ‘ber’ kelimesinin ğalktan farklı olarak özellikle, canlıların yaratılması hakkında kullanıldığı belirtilir (Lisânü’l-Arab, “bre‘” md.).
İnsan zaten yaratılmış bir mahluktur. Kendisine akıl, irade, vicdan, fıtrat verilmiştir. Bunlarla, hiç yoktan yaratılmış bir kayayı, bir ağacı, yaratılmış olan bir demiri, bir takım aletler kullanarak bir şey yapması,icat etmesi, kesinlikle yaratmak değildir.
Hele bir de bugünlerde özellikle deist ve ateistlerin “ Allah bana mı sordu da beni yarattı “ demeleri ne kadar edepsizce ve pervasızca söylenmiş bir sözdür. Ey edepsiz !.. Siz zaten yaratılmıştınız, kendi kendinize oluşmadınız ki. Daha sana neden sorulsun ?..
İşte bugün hızla deistliğe ve ateizme kayan gençlere, bu soruların cevabı akıl ve bilim ölçüsünde, özellikle Diyanet tarafından kesinlikle verilmelidir ve o gençler kesinlikle ikna edilmelidir. Ama ne yazık ki Diyanet’te de böyle bir çalışmanın zerresi dahi yok. Lüks koltuklarda, lüks makam araçlarında, lüks villalarda, dolgun maaşlarla, yaz tatillerinde, vb. din hizmeti yaptıklarını sanıyorlar. Kendilerini aldatıyorlar.
Sevgili Peygamberimiz (S.A.V. )’in ömrü sahada geçmiştir. Bu muhteşem bu mükemmel hayat, bunlara bir şeyler anlatmıyor mu acaba ?.. Ne diyelim Allah (C.C.) gafletten uyandırsın. Âmin !..Devam edecek.
Güzel söz . Dil ağrıyan yere sürter.
Selam ve saygılarımla…
Yaratmanın ne olduğunu ve kime ait olduğunu çok iyi öğrenmiş olduk.Camilerdeki hocalar bu konuyu hiç böyle güzel ve anlamlı anlat miyorlar. Sağ ol Dadaş gardaş.