Ne seninle geldim dünyaya,
ne de seninle öleceğim.
Yalnızlığım yine üryan!...
Yine yalnız yüzüm aynalarda...
Oysa gökyüzünü,
güneşi bölüşecektik.
Ve sadece
nefeslerimiz değecekti yalnızlıklarımıza...
Gözlerimde her gün yeniden doğarsın!
Kirpiklerime düştüğün gün üzül sevgili...
Toprak aldığını vermiyor geri....
En çok sevilirken,
en çok sarılmalı insan...
Giderse de ''dur !.. '' diyemezsin.
Öyle sev ki,
gitmeyi düşünmesin...
Hani ben seni çok severim de,
ya sen hep gidersen benden..
Satırlarım öksüz kalırsa,
hep ayrılık düşerse sayfalara,
nasıl yaşar o zaman
sensizliği zaman...
Hep seni yazmalıyım,
geliş/ini...
gidiş/leri...
Düşünmek bile istemiyorum!...
İçime ateş düşüyor ayrılık zamanlarında.
Ve susmak düşüyor payıma.
Oysa bir türkünün nakaratına takılıyor yürek...
''ya beni de götür, ya sen de gitme! ''
Dua ediyorum.
Bu gece rüyama gel diye.
Gülümseyerek,
bayramları kat yanına,
düğünleri
ve dünleri...
Ölüm bizden uzak olsun.
Çocukluğumuzu,
çocuklarımızı da al- gel..!
Uçsuz bucaksız maviliklerde
hep beraber kocaman bir kutlama yapalım.
Kendimizi izleyelim.
Çocukluğumuzu,
yarınlara yetişemeyen dünleri...
Çocukluğumuz el ele oynasın çocuklarımızla,
hep birlikte gülelim
sarılalım sımsıkı...
Zamanı koklayarak özlemle...
Ve bu rüya hiç bitmesin!...
Dua ediyorum bir gece gel rüyalarıma.
Ben seni çok özledimm....