SAMİMİ BİR TÖVBE..

Bizzat şahit olunca ümidim kırıldı, kafam
dumura uğramış gibi oldu. Bu
uğurda bedel ödemiş inançlı bir insan
olarak ne diyeceğimi ne yapacağımı
ne edeceğimi bilemez oldum.
Kısaca olay şu : “Baba imam(80)” bir numaralı
Atatürk düşmanı. “Oğul imam(50)” Atatürk
düşmanlığında adeta zehir hafiye. İnsanlık hali
olur ya. Hasbelkader baba imam rüyasında
Peygamber Efendimizi görür. Peygamber
Efendimiz “Yavrum Mustafa Kemal ile uğraşmayın,
hayrınıza olmaz” öğüdünde bulunur.
Bundan dolayı baba imam samimi
olarak “Tövbe-i istiğfardan
öte Tövbe-i nasuha” da bulunur.
Bundan dolayı da bu durumun söz konusu
olduğu her yerde rüyasını anlatmaya
çalışıyor. Birileri yani nankörler ders alır diye. Bize de ders alınması
için anlatması milli ve manevi bir görev gibi gelmektedir.
En azından öyle algılıyoruz. Osmanlıca
tabirle “İntak-ı hakk/Allah söyletti” misali.
İşte beyin yıkanmışlığı burada devreye giriyor.
Beyin yıkanmışlığının nemenem bir şey
olduğunu, burada bir defa daha gözlemliyoruz.
Şimdi siz sayın okurlarımız sanırsınız ki önce
“oğul imam” ders almıştır ve de yanlış yoldan
dönmüştür değil mi? Ne gezeeeeer. Aynı tas aynı
tarak, Atatürk düşmanlığına berdevam.. Tersine
“baba imam”ı bunamışlıkla, beyni sulanmışlıkla
hatta edepsizce zırvalamakla suçluyor. FesüphanAllah,
babaaa zırvalamak. Bir yaşıma daha
bastım. Bizim memlekette bu tavırlara “Nerden
çıktı bu veled(ler)” ya da “Şimdi din gel iman
dayan” veya da “Ölür müsün öldürür müsün”
derler. Dayan dayanabilirsen.