RAİF BEY’İN MADONNASI

On üç yıl önce okuduğum roman ve hafızamda oluşan Raif Bey karakteri… Tiyatroya uyarlanmıştı, kaçırmam mümkün değildi. Zevkle izledim.

Sahne tasarımını sönük ve yetersiz bulsam da, müzik ve ışık güzeldi.

Roman karakteri Raif Bey’in oyunda karşılığı, romanı okuduğumda bende oluşan Raif Bey’e göre zayıftı. Madonna ise romana göre oldukça güçlü anlatılmıştı.

Sahnede ağırlıkla verilmek istenen her ne kadar “aşk” olsa da, romanda Raif Bey karakteri bizi etkilememiş miydi?

Toplumun, alışılmışın dışında, çok da rağbet görmeyen bazı insanları…  Kuytu köşede, arka sırada, çok konuşmayan, kendini ifade etme ihtiyacı dahi duymayan, kendi dünyasında yaşayan ve o dünyada kendinin de içinde bulunduğu hayatlar yazan….  Toplumun bazen de sünepe, kız kılıklı diye tabir ettiği… Hani Madonna, oyun da diyor ya: “Kıza benziyorsun”

Böyle bir romanı tiyatroya uyarlamak zordur. Dönemin şartları, aile yapısı, doğu batı çatışmasında ki “ecnebi” güzel anlatılmıştı. Doğu Batı farkı, “millet” kimliğine tiyatro sahnesinde bu kadarcık değinilebilirdi. Ve Sabahattin Ali’nin Kürk Mantolu Madonnası tüm saydıklarımı barındırdığı için baba romandır.

Raif Bey için;

“Bir ben var, benden içeri” ve de Madonna’ya olan tutkusu için ise  “Güzelliğin on para etmez, bu bende ki aşk olmasa” benzetmesini yapabilirim. O aşkı tasvirlediğinde bir Madonnası vardı zaten.

Oyunda “Aşk”, “Madonna” ya yüklenmişti. Madonna “benden bir şey isteme” derken, “aşk” ın karşılıksız saflığından bahsediyordu. Romandaki  “aşk” tarifi iyi yapılmıştı.

 

 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.