Kur’ân-ı Kerim, kâinatın sahibi, maliki Allah (C.C.)’ın, İlâhî kelamıdır. Yüce Rabbimizin koruması altındadır. Kıyâmete kadar da Onun koruması altında olacaktır. Kurân-ı Kerim, söz ve manadır.Kâfirler, kâfirliklerinin gereğini yapıyorlar. Ellerine çakmağı alıp sadece Mushafı yakıyorlar. Ama,Kur’ân’ın ilahi emirlerine hiçbir zaman dokunamayacaklardır. Ey kâfirler !.. Yakarım deseniz de sizin gibi utanmazlar ancak Mushaf’ı yakarlar, ama o kelimelerin anlamlarını asla yakamazsınız. O kelimelerin anlamları kıyâmete kadar bâkidir.
Ey utanmaz kâfirler !.. Siz tepinerek insan olmadığınızı, adilerden daha aşağı derecede olduğunuzu gösterebilirsiniz ama, Kur’ân-ı Müciz’ül Beyan’ın üzerinde tepinemezsiniz. Siz onu gönlümüzden, kalbimizden söküp atamazsınız. Çünkü o, dünyanın en değerli hazinelerinden daha değerlidir. Onun emirlerini de hiçbir zaman yürürlükten kaldıramazsınız/ kaldıramayacaksınız. Çünkü o, kâinatın sahibinin kelamıdır.
Kurân Allah (C.C.) tarafından , Peygamberimiz Hz. Muhammed’e indirilen İlâhî bir kitap olarak gönüllere nakşedilmiştir. Bu utanmazlar, zaman zaman ifade özgürlüğü adı altında ve polis korumasıyla inancımıza ve kutsal
değerlerimize hakaret edip ardından yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’i yakmaya cesaret edebiliyorlar. Biz inananlar da her seferinde kendilerini en şiddetli bir şekilde lanetleyip tepkimizi göstereceğiz, size asla fırsat vermeyeceğiz.
Tabii ki bunlar bu utanmazlığı yaptıkları zaman, bizler de bu çirkin olaya sessiz kalmadık, kalamazdık. Kınama mesajları peş peşe geldi. Üst düzey yöneticilerimiz ve halkımız da bu lanetli hadiseyi kınayarak bildiriler yayınladılar.
Bu konuda, Bangladeş hariç, başta Suudi Arabistan olmak üzere, diğer İslâm ülkeleri sessiz kaldılar.Şüphesiz en anlamlı tepkiyi, Muhterem Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan vererek bu utanmazlara hadlerini bildirdi.
Muhterem Cumhurbaşkanımız “ Büyükelçiliğimiz önünde böyle bir kepazelik yaşanmasına izin verenler, NATO’ya üyelik başvurusu konusunda bizden herhangi bir hayırhahlık beklemesin” diyerek İsveçlilerin canını fena halde sıktı.
Demek ki Muhterem Cumhurbaşkanımızın bu utanmazları, NATO’ya almak isteyenlere karşı sergilediği tavır boşuna değilmiş. Çok çok haklıymış. Kendilerini tebrik ediyoruz. Allah razı olsun. Âmin, Âmin !..
Bunların NATO’ya girebilmeleri için Türkiye’nin onayına ihtiyaçları vardı. Onların ifade özgürlüklerine karşı, bizim de onlara kınama mesajlarını yayınlamamız çok yerinde olmuştur.
Biz bu tepkileri millet olarak İslâm Âlemi olarak verip tabii ki büyük mitingler yapmalıyız. Bu yeterli mi ? Değil. Biz Kur’ân’ın emirlerini anlayıp onu yaşayıp hayatımıza uygulayarak onlara en büyük tepkiyi vermiş olacağız. Bunu yapalım.
Herhalde bunu yapamadığımız için, bu utanmazlar bu densizliği yapıyorlar.
Onlar dinsizliklerini, kâfirliklerini yapıyorlarsa biz de Müslümanlar olarak Kur’â’nın emirlerini yerine getirip Müslümanlığımızı yapmalıyız. İşte o zaman, onlar bu utanmazlıkları yapamayacaklardır.
Bu utanmazların bu densizliği, ifade özgürlüğü falan değil doğrudan nefret dolu bir harekettir. Bu adilik, Kur’ân’a inananların öfkesini uyandırmıştır. Bu adi durum, Kur’ân’a inananları derinden yaralamıştır.
Halbuki biz millet olarak İncil ve Tevrat’a inananlara karşı asırlarca hep hoş görü gösterdik. Hatta onları himaye edip onlara saygı gösterdik. Bizim topraklarımızda camiler, sinagoglar ve kiliseler asırlarca yan yana yaşadı. Biz böyle bir milletiz onlar da işte böyle utanmazlıklarla yaşayan dinsizlerdir.
Hatta Peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.V.) savaş halinde olmadığı zaman bile, kurduğu Medine devletinde, o civardaki komşu müşriklere yardım edip ortak bir müdafaa yapılması konusunda anlaşma dahi yapmıştır.
Ey utanmaz ehl-i salipler !..Siz herhalde kaşınıyorsunuz. Siz öyle görünüyor ki ; Bedir’i,Uhut’u,Selahaddin Eyyubi’nin sizi yok ettiğini, Kılıçaslan’ın sizi doğradığını, Mohaç’ı, Niğbolu’yu, İstanbul’un fethini, Çanakkale’yi, Başkomutanlık Meydan Muharebesi’ni ve Kurtuluş Savaşı’nı unutmuşsunuz. Herhalde yine canınız tımar olmayı istemektedir. Tarihi altın harflerle yazılı İslâm tarihini ve Türk tarihini unutmayınız. Gerekirse yine gereğini yaparız.
“ Kur'ân'ı kesinlikle Biz indirdik; elbette onu yine Biz koruyacağız. (Hicr-9)”.
Bu âyet açıkça göstermektedir ki Kur’an-ı Kerim, Allah’ın koruması altındadır ve kaybolmaksızın, en ufak bir tahrife uğramaksızın, bugüne kadar olduğu gibi, kıyamete kadar aslını muhafaza edecektir. Amenna.
Kur’ân Allah kelamıdır, bugüne kadar var oldu, İnşâAllah kıyamete kadar da var olacaktır. Bizler de onu her zaman, canımızdan aziz tutup gerekirse canımızı onun yolunda seve seve feda edip onu koruyup yaşatacağız. Bunu böyle bilesiniz, ey utanmaz,dinsizler !..
Selam ve saygılarımla…
Not : Mübarek rahmet aylarının başlangıcı olan, Recep Ayı’nın, ülkemize, İslâm Âlemi’ne ve tüm insanlığa hayırlar getirmesini, yüce Rabbimiz’den niyaz ediyoruz. Tüm Müslümanların üç ayları mübarek olsun. Rabbimiz rahmetini, yardımını, inayetini üzerimizden eksik etmesin. Ülkemizin birlik ve beraberliğini daim etsin. Âmin, Âmin, Âmin !..
Çok güzel bir cevap verilmiş. teşekkürler.
Yazar kardeşim bu dinsizlere çok güzel cevap vermişsiniz ellerinize sağlık elleriniz dert görmesin. biz inananların duygularına tercüman olmuşsunuz. bu dinsizlere tepkiler çığ gibi olmalıdır. bu dinsizlere hadlerini iyi bildirmissiniz. yazınız yazmaya devam ediniz. sağ olun. var olun.