”Kızılelma Kutlu Hedefi” için önce ve ilk önce ”Şark Turan Yolu” nda yürürken İstanbul’un müdafaası ”GARP OCAKLARI”ndan başlar. Her türlü siyasi ideolojik mülahazaları bir tarafa bırakarak, ”Devletimizin bekası, Milletimizin geleceği, Vatanımızın selameti” için bizim Libya Hükümetinin yanında yer almamız lazım ve gerekir diye düşünüyoruz… Şu anda Libya`da iktidardaki Koloğlu/Kuloğlu/Köroğlu soylu Türklerin davetine icabet gerekir. Olaya bodoslama dalmadan ”Yurtta sulh cihanda sulh” ilkesine uygun olarak arabulucu, uzlaştırıcı, barışçı rolümüzü oynamazsak, çevremizdeki emperyalist kuşatmayı yaramaz, masadaki yerimizi alamayız. Risksiz barış/cefasız sefa olmuyor gözü kör olsun. Hiç bir politika üretmeden her şeye ”İstemezük” zihniyetiyle karşı çıkamayız/çıkmamalıyız. O zaman kıymeti harbiyemiz de olmaz. Zaten 5-6 dış ülkede askerimiz var Libyada niçin olmasın ki… Araplarla sadece din bağımız var ama dış Türklerle artı dil ve soy/kan bağımız var. Bütün bunlar ”MAYA ve ASALET FARKI”nı ortaya koyuyor. Türkiye Katar`daki 50-60 kişilik ASKERİ ÜS`sünü biraz büyütmek isteğince Suudiler önderliğindeki 12 Müslüman ülke şiddetle karşı çıkıp aleyhimizde bildiri yayınladılar. Ama 40 yıldır Amerika’nın 30 bin askerine gık`ları çıkmıyor. Yine bu pespaye kral bir resmi ziyarette kendisine ikram edilmek istenen Türk kahvesini soysuzca/nankörce/utanmadan elinin tersiyle geri çevirir. Anlaşılacağı üzere her halükarda her yerde aleyhimizdeler. Örneğin Doğu Akdeniz sorununda Hıristiyan ve Yahudilerle işbirlik halindeler. Müslüman ülkeler bizi dımdızlak ortada bıraktılar. Bir tanesi olsun 45 yıllık Kuzey Kıbrıs Türk Devletini tanıyamaz mıydı?. Geçen günkü kısa makalemin sonunda Araplar için ne demiştim: ”Araplarla Din kardeşliğimiz zoru görene kadar, ”Türklerle Soy kardeşliğimiz mezara kadar ”. ”Bilmeyene bildireceksin” o kadar…