“Hak Teala bir gün Hz Musa’ya şöyle dedi: İblis’ten bir öğüt talep et! Hz Musa yolda İblis ile karşılaşınca, kendisine bilgece bir şey söylemesini istedi. İblis dedi ki: Şu sözümü aklından hiç çıkarma: Eğer benim gibi olmak istemiyorsan asla ben deme! Sende kıl kadar benlik kaldıkça, senin nasibin kafirlik olur, kulluk olmaz! Bu yolun sonu muradına erememektir, er kişinin şöhreti de, kötü şöhrettedir. Çünkü bu yolda murada erdim diyende, anında yüz ben dikilip baş gösterir” (Mantıku’t Tayr – Feridüddin Attar)
Günümüzün en büyük problemlerinden birisi; benlik, bencillik. İnsan her şeyin merkezine kendisini aldığı için ve herşeye kendisi eksenli baktığından dolayı ‘ben merkezci’. Her şeyin merkezinde benliği, bencilliği bulunuyor.Çözümün de çözümsüzlüğün de. İnsanın bir şeyleri çözüme kavuşturamamasının en büyük sebebi de yine benlik duygusu… Kendisini ihmalinin kendisine mal olduğu gerçeğini göz ardı eden de insan… Yukarıda Feridüddin Attar'ın eseri olan Mantıku’t Tayr'da ifade edildiği gibi benlik, insanı ateşin odunu yaktığı gibi yakıp yok etmektedir. Aynı eserde geçen bir başka menkıbe de şöyledir: “Hz Musa zamanında gece gündüz ibadet eden bir sofu vardı. Fakat ibadetinden hiçbir haz ve zevk alamıyordu. Göğsüne Güneşten hiç ışık gelmiyordu. O sofunun çok güzel bir sakalı vardı, onu sık sık özenle tarar dururdu. Bu sofu uzaktan Hz Musa’yı gördü, koşarak yanına gitti ve şöyle dedi: Ey Tur dağının yüce kumandanı! Allah aşkına sor Rabbime! Acaba neden ibadetimden manevi bir neşve ve haz alamıyorum? Hz Musa Tur’a çıktığında onun bu dileğini Rabbine arzetti. Hak Teala buyurdu: Benimle buluşup görüşme (vuslat) anı demek olan ibadet sırasında, Bizi değil de sakalını düşünenle ne işim olur Benim? Hz Musa geri geldiğinde durumu ona olduğu gibi anlattı. Bunun üzerine sofu hıçkıra hıçkıra ağlamaya sakalını yolmaya başladı. Cebrail aleyhisselam Hz Musa’ya gelip şöyle dedi: Senin sofu hala sakalıyla meşgul! Özene bezene tararken de sakalıyla meşguldü, şimdi yoluyor, yine onunla meşgul!”
Kendimiz için dua ederken dahi kendimizsiz bir yöneliş ile bir “Hiç” olarak yönelmemizin idrak ve ehemmiyetini lûtfetmesini Cenab-ı Hak’tan niyaz ediyoruz.
Selam ve dua ile…