Peygamber (sav)’e olan sevgi ve sadakati:
Hz. Ebubekir (r.a) efendimiz ilk Müslüman olan, aynı zamanda hür ve varlıklı biri olarak İslam’ı seçtiği için dikkatleri üzerine çeken ve İslam’a büyük hizmetler yapan değerli bir şahsiyetti.
Mekke döneminde İslâmiyet’in yayılmasında Hz. Ebubekir (ra)’in Kureyş’in ileri gelenlerinden biri olmasının büyük tesiri vardır.
Hz. Ebubekir (ra), Resûl-i Ekrem (sav)’e en yakın sahâbî idi.
Hz. Ebubekir (ra), Kur’ân-ı Kerîm’i, Resûl-i Ekrem (sav)’in söz ve hareketlerini en iyi ve en süratli şekilde anlama kabiliyetine sahipti. Kur’an’ı ezbere bilir ve çok duygulu bir şekilde okurdu (Kettânî, I, 126-128).
Nitekim imamlık yapacak kimselerin Kur’an’ı en iyi bilen ve en güzel okuyanlardan seçilmesini tavsiye eden Hz. Peygamber (sav)’in, yerine namaz kıldırmakla sadece onu görevlendirmişti. Hilâfeti esnasında Kur’ân-ı Kerîm’i Mushaf haline getirmek suretiyle İslâmiyet’e en büyük hizmeti yapmıştır.
Mütevazı, yumuşak huylu, hassas, uysal ve hoşsohbet bir insan olan Hz. Ebubekir (ra) halifeliği sırasında daha da mütevazı olmaya çalıştı. Kendini beğenenlere çok kızardı. Fakirlere, zor durumda olanlara yardım eder, misafirlere ikramda bulunurdu.
Hiddeti, cesareti ve atılganlığı hemen fark edilmezdi.
Biat merasiminden sonraki hutbelerinden birinde öfkelendiği zaman kendisinden uzak durulmasını tavsiye etmişti. Her zaman vakarlı ve ağır başlıydı.
Az konuşur, kumandan ve valilerine de az konuşmalarını tavsiye ederdi. Onun dürüstlüğü çok meşhurdu. Başkalarının hakkına titizlikle riayet ederdi.
Hz. Ebubekir (ra), hadislerin rivayetine önem verir, Resûl-i Ekrem (sav)’den bizzat duymadığı bir hadisi rivayet eden sahâbîlerden bunu Resûlullah (sav)’ın söylediğine dair şahit getirmesini istediği olurdu. (Zehebî, Teẕkiretü’l-ḥuffâẓ, I, 2).
Efendimiz (sav)’in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir.
“Allah yolunda çift sadaka veren kimse, Cennetin muhtelif kapılarından çağrılır;
Ey Allah’ın sevgili kulu buraya gel, burada hayır ve bereket vardır. Bunun üzerine;
Sürekli namaz kılanlar Namaz kapısından, Mücahitler cihat kapısından, Oruçlular Reyyan kapısından, sadaka vermeyi sevenlerde sadaka kapısından Cennete davet edilirler.”
Hz. Ebubekir (ra); Anam-Babam sana feda olsun ey Allah’ın Resulü,
Gerçi bu kapıların birinden çağrılan kimsenin, diğer kapılardan çağrılmaya ihtiyacı yoktur; Lakin bu kapıların hepsinden çağrılacak kimseler var mıdır?
Evet vardır. Senin de o bahtiyarlardan olacağını ümit ederim. Buyurdular. (Buhari, savm 4, Ashabu’n Nebi 5, Müslim, Zekât 85 86)
Resûlullah (sav) bir gün: "Bugün sizden kim oruçlu olarak sabahladı?" diye sordular.
Hz. Ebubekir (ra): "Ben!.." dedi.
Efendimiz (sav): "Bugün kim bir cenazeye katıldı?" dediler.
Yine Hz. Ebubekir (ra): "Ben!.." dedi.
Efendimiz (sav): "Bugün kim bir hastayı ziyaret etti?" dediler.
Bu sefer de Hz. Ebubekir (ra): "Ben!.." dedi.
Bunun üzerine Peygamber Efendimiz (sav): "Bunlar bir kimsede bir araya geldi mi, o kimse mutlaka cennete girer!" buyurdular. (Müslim, Zekât 87, (1028)]
Selam ve dua ile.