HZ. EBUBEKİR (R.A)-2

Müslüman oluşu:

Hz. Ebubekir (r.a) efendimiz ilk Müslüman olan, aynı zamanda hür ve varlıklı biri olarak İslam’ı seçtiği için dikkatleri üzerine çeken ve İslam’a büyük hizmetler yapan değerli bir şahsiyetti.

Efendimiz (sav)’in çocukluktan beri arkadaşı ve yakın dostu idi.

Cahiliye toplumunun çirkin adetleri, kötü ahlak ve yaşayışlarıyla fıtratı bozulmamış, ruhu temiz, kalbi temiz ve şirk inancına ile kirlenmemiş harika bir insandı.

Zengin ve tanınmış bir tüccardı. Kavminin ileri gelenleri her daim onun fikrinden istifade ederlerdi. Kureyş’in kan davalarını o çözerdi. Mekke de ki aile yapısını, özellikle Kureyş soyunu çok iyi biliyordu.

Efendimiz (sav) Risâlet vazifesi almış fakat henüz açıktan davete başlamamıştı. Buna rağmen bu durum kulaktan kulağa yankılanmış ve çok kimseler tarafından duyulmuştu.

Rivayet edildiğine göre bu esnada Hz. Ebubekir (ra) Mekke dışında Yemen tarafında bir seyahatte idi.

Döndüğünde; başta Ebû Cehil, Ukbe bin Ebi Muayt ve bazı Kureyş ileri gelenleri kendisine "Hoş geldin" demek için evine vardılar.

Hz. Ebubekir (ra) onlara sordu;

"Ben Mekke'de yokken neler olupbitti? Önemli bir haber var mı?"

"Büyük iş var! Dediler. Ebû Talib'in yetimi Muhammed, peygamberlik iddiasına kalkıştı. Biz de senin Yemen'den dönüşüne kadar beklemeyi uygun bulduk. Artık, sen o dostuna git, ne edeceksen et."

Bunun üzerine Hz. Ebubekir (ra), Efendimiz (sav)’in yanına vardı ve sordu.

"Yâ Ebe'l-Kasım! Peygamberlik iddiasında bulunduğun, kavminden ayrıldığın ve atalarının dinini kötüleyip, inkâr ettiğin doğru mu?"

Resûl-i Zişan Efendimiz (sav), küçük yaşlarından beri beraber oldukları Hz. Ebubekir (ra)’in bu sözlerine önce tebessüm buyurdu.

Sonra da;

"Yâ Ebâ Bekir! Ben sana ve bütün insanlara gönderilmiş Allah'ın Resûlüyüm. İnsanları bir tek olan Allah'a dâvet ediyorum. Sen de şehâdet getir." dedi.

Hz. Ebubekir (ra)’in; akıl ve gönül âleminde bir anda şimşekler çaktı. Bu sözleri, küçük yaşından beri çok iyi tanıdığı, zâtını candan seven ve sayan ve o âna kadar mübârek dudaklarından hilâf-ı hakikat tek bir söz işitmeyen Muhammedü'l-Emîn (sav)'den duyuyordu.

Hiçbir tereddüt emâresi göstermeden derhal kelime-i şehadet getirerek Müslüman oldu.

Daha sonraki zamanlarda bu konuyla alakalı olarak Efendimiz (sav) şöyle buyurmuşlardır.

"Ebubekir'den başka imana davet ettiğim herkes bir duraklama, bir tereddüt, bir şaşkınlık geçirdi. Fakat o, kendisine İslâm’ı anlattığım zaman ne durakladı ve ne de tereddüt etti."

Efendimiz (sav), bu çok kıymetli şahsiyetin, çok değerli dostun bu davranışına çok sevindiği rivayet edilmektedir.

Bu konuyla alakalı olarak Hz. Aişe (r.anh) annemiz şöyle buyurmuşlardır.

"Nebiyy-i Ekrem (sav)’i iki dağ aralığında, Hz. Ebubekir’in Müslüman olmasından daha çok sevindiren bir başka hâdise olmamıştır."

Hz. Ebubekir (ra)’in Müslüman olmasıyla alakalı bir başka rivayet ise şöyledir;

“Bahru’l-hakayık” tefsirinde Rebîa bin Kâb’dan naklen;

Hz. Ebubekir (ra) gençliğinde ticaret için gittiği Şam’da bir rüya görür ve rüyasını Rahip Bahîrâ’ya anlatır. Rahip ona:

– Sen nereden geldin, diye sorar. Ebubekir (ra):

– Mekke’den, der.

– Mekke’nin hangi kabilesinden?

– Kureyş kabilesinden.

– Eğer rüyan doğru ise senin kavminden bir nebî gelecek ve sen o nebînin hayatında vezîri, vefatında halîfesi olacaksın!

Ebubekir Sıddîk (ra), evvel ve âhirin seyyidi Hz. Muhammed (sav), nebî olarak gönderilinceye kadar bu rüya tabirini içinde gizledi. Vaktâki, Muhammed (sav)’e nebîlik vazifesi tevdi edildi, Hz. Ebubekir (ra)onun yanına vardı ve:

– İddia ettiğin şeyde delilin nedir, dedi. Hz. Muhammed (sav) de:

– “Şam’da gördüğün rüyadır” buyurdu.

Bunun üzerine Ebubekir (ra), Hz. Muhammed (sav)’in boynuna sarıldı ve iki gözünün arasını öptü. Kendisinden din telkinini istedi ve beraber kelime-i şehâdeti getirdiler.

Hz. Ebubekir (ra)’in gördüğü rüyanın şöyle olduğu rivayet edilir.

Rüyasında bir ayın Mekke'ye indiğini, sonra bölünerek şehrin evlerine dağıldığını, sonra da toplanıp kendi evine girdiğini görmüştür.

Bu rüyasını o zaman Ehl-i kitaptan bazı âlimlere anlatmıştı. Onlar, gelmesi beklenen peygamberin pek yakında Mekke'den çıkacağını, kendisinin de ona uyup bahtiyarlar arasında yer alacağını söylemişlerdir.

Hz. Ebubekir (ra), Müslümanlığını izhâr etmekten de çekinmedi.

Müslüman olması Kureyş arasında büyük bir yankı uyandırdı. Çünkü o, Kureyş içinde itibarlı, sağlam, güvenilir, sözünde sâdık biri idi.

Onun Müslüman olmasıyla, îmân halkası biraz daha genişledi, yollar biraz daha açıldı ve müstakîm caddede yürüyen bahtiyarlar daha da arttı.

Yüce Allah (cc), bizleri şefaatlerine nail eylesin.

Selam ve dua ile.