Doğum tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte XI. yüzyılın sonlarında Batı Türkistan'ın Sayram kasabasında dünyaya gelmiştir. Babası devrin din ulularından Şeyh İbrahim, annesi ise yine bir din ulusu olan Şeyh Musa'nın kızı Ayşe Hatun dur. Çok küçük yaşlarda annesini ve 7 yaşına gelirken de babasını kaybedince, ablası Gevher Şehnaz ile birlikte Yesi’ye göçerler. Burada ilk tahsiline medresede başlar. Hayatına yön verecek olan meşhur Aslan Baba ile burada buluşur. Ona intisap eder. Bir yıl ondan eğitim alır. Aslan Baba’nın ölümü üzerine Buhara'ya giderek Şeyh Yusuf Hemedâni’ye intisap eder. Şeyh Hemedâni'nin yanında kendisini çok iyi yetiştirir. Onun üçüncü halifesi olur. 1140 yılında Şeyh Yusuf Hemedâni ölünce üçüncü olarak 1160 yılında Ahmet Yesevî irşâd postuna oturur. Bir müddet sonra bu makamı dört halifeye bırakır ve kendisi Yesi’ye döner. Uzun süre burada irşatlarına devam eder, yetiştirdiği sûfi hocalar vasıtasıyla başta Türk Dünyası olmak üzere bütün insanlığa hizmet eder.133 yaşına kadar yaşadığı söylenir. Hatta Dağı ortadan kaldırıldığına dair menkıbeler de mevcuttur. Devamlı ibadetle meşgul olup, geçimini kaşık yaparak sürdürmüştür.
Yesevî, büyük düşünen büyük Türk ulularından birisidir. İnandığı ve hizmetinde olduğu İslâm dininin cihanşümul özelliğine uygun olarak bütün insanlığa hizmet anlayışı içerisinde olmuş, yetiştirdiği sûfilerle hikmetli sözlerini ve şiirlerini, güneş ışınları ile birlikte doğudan batıya doğru ülkeler aşırı yaymayı başarmıştır. Türkçe söylediği güzel “hikmetleri” Kafkaslar, Azerbaycan, Anadolu başta olmak üzere dünyanın dört bir yanına nüfus etmiştir.
Benimsediği ve yaydığı tasavvuf öğretisi, Türk Dünyası’nda büyük taraftar toplamıştır. Sadece Sünni olan Nakşibendi tarikatı mensupları değil Baba Haydarî, Bektaşî, Mevlevî, Bayramiyye gibi tarikatlar da kendilerini Ahmet Yesevî ile ilişkili saymaktadırlar.
Ahmet Yesevî, 1166 yılında Yesi’de vefat etmiştir. Kabrinin üzerine Timur tarafından büyük bir türbe ve hangâh yaptırılmıştır.
Hoca Ahmet Yesevî'nin hayatı etrafında onlarca menkıbe oluşmuştur. 63 yaşına geldikten sonra Hz. Muhammet'ten fazla yeryüzünde kalmamak için yer altında bir hücre yaptırarak geri kalan ömrünü burada geçirmesi; Ashaptan birisi olan Aslan Baba’nın, Hz. Muhammed’in,
Ahmet Yesevî'ye iletilmek üzere verdiği hurmayı 500 yıl sonra ona teslim etmesi bu menkıbelerin en önemlileridir.
Ahmet Yesevî'nin kurucusu olduğu ve bir Türk tarafından kurulup Türkler arasında yayılan ilk tarikat olan; aynı zamanda kendi ismi ile anılan Yesevîlik, şeriat ve sünnet, tasavvuf ve Horasan melâametliği olmak üzere başlıca üç temele dayanmaktadır. Etrafında toplandığı insanlara İslam dininin esas ve hükümlerinin yanı sıra, tasavvufun inceliklerini, tarikatın adap ve erkânını öğretmiş; bu şekilde çevresindeki insanları Hz Muhammed'e yakışır bir ümmet olarak yetiştirmeyi amaç edinmiştir.
Ahmet Yesevî ve Yesevîlik bugün için başlıca üç ana coğrafi bölgede yayılmış ve günümüze kadar devam etmiştir. Bunlar Kazakistan, Özbekistan, kısmen Türkmenistan ile Tacikistan’ı ve Volga boylarını içine alan Orta Asya ağırlıklı saha; Hindistan sahası ve Anadolu sahasıdır.