GÜNCEL Haber Girişi : 24 Eylül 2024 17:45

HEKİM VE SAĞLIK ÇALIŞANLARI SESSİZ YÜRÜYÜŞLERİNİ 45 HAFTADIR SÜRDÜRÜYOR

HEKİM VE SAĞLIK ÇALIŞANLARI SESSİZ YÜRÜYÜŞLERİNİ 45 HAFTADIR SÜRDÜRÜYOR

Erzurum Kalesi önünde bir araya gelen doktorlar, üniversite öğrencileri, sağlık çalışanları ve vatandaşlar, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarını protesto etmek için sessiz yürüyüşlerini 45. haftasında sürdürdü.

İNSANLAR KATLEDİLİYOR

Sessiz yürüyüşün ardından grup adına açıklamalarda bulunan Palandöken Adnan Menderes Aile Sağlığı Merkezinde görevli aile hekimi İbrahim Doğan, ‘Türkiye'deki hekimler ve sağlık çalışanları olarak, Sessiz Yürüyüşümüzün 45. haftasında, Gazze'yi bir kez daha hatırlatmak ve hatırlamak için bir araya geldik. Sözlerimizin başında;  6 Eylül 2024 tarihinde işgal altındaki Batı Şeria’da Filistinli kardeşlerimize destek verirken henüz 26 yaşındayken işgalci İsrail tarafından başından vurularak şehit edilen Türk vatandaşı Ayşenur Ezgi Eygi’ye Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı dilemek istiyorum. Bir vicdanlı yürek daha Rachel Corrie gibi, Furkan Doğan gibi, Bilal Öztürk gibi, Yakup Erdal ve Hasan Saklanan gibi Siyonist katillerce katledildi. Allah şehadetlerini kabul etsin’ diye konuştu.

ZULME KARŞI SESSİZ KALMAYALIM!

Aile hekimi İbrahim Doğan açıklamasının devamında, ‘Ayşenur’un ölmeden birkaç saat önce arkadaşlarına söylediği son sözleri ‘daha fazlasını yapmalıyız’ olurken, bizler bu sözlerden utanmayıp sıcacık yuvalarımızda hala elimizden gelenin daha azını yapmakla mı yetineceğiz! Bizler bu sözleri vasiyet kabul edip zulme karşı bu zamana kadar ne yapıyorsak daha fazlasına niyet edip yapmaya çalışmalıyız. Soruyorum size 10 yaşındaki bir kız çocuğunun parçalanmış naaşını imkân olmadığı için 5 kg’lık pirinç torbasına topladığını söyleyen bir babanın acısını, kafası bedeninden ayrılmış bebeğini dünyaya gösterip haykıran babanın içinde yaşadığı öfkeyi, çocuğu açlıktan ölmek üzere olan annenin çaresizliğini anlayabilir miyiz? Bence anlamıyoruz; çünkü anlasaydık bir Ayşenur da biz olurduk, yerimizde duramaz ve zulme karşı savaşmak için kardeşlerimizin yanında tam da Ayşenur’un olduğu yerde olup, öldüğü yerde ölmeye razı olurduk’ dedi.

SİYONİST ZALİMLER HER CANLININ KATLEDİLMESİNİ KENDİLERİNE HAK GÖRÜYORLAR

Üç nesildir Gazze topraklarında süregelen, soykırım niteliğindeki katliamlar ne yazık ki devam ediyor diyerek sözlerine devam eden Doğan, ‘Kuşaktan kuşağa taşınan kan, gözyaşı, cesaret ve fedakârlıkla Gazze halkı, vatanperverliğin ve onurun simgesi olmuştur. 7 Ekim’den bu yana, tam 351 gündür işgalci İsrail ordusu ve işbirlikçileri, soykırım ve katliamlarına devam ediyor. Siyonist zalimler, 'emzikli bebekten ak saçlıya kadar' her canlının katledilmesini kendilerine hak görüyor. Ancak şunu bilmelidirler ki gayrimeşru işgalcilerin meşru müdafaa hakkı yoktur. Bir kız çocuğunun saçlarını döken keder ve korku, bu adaletsiz dünya düzeninin yanına kâr kalmayacaktır. Bizim dileğimiz, bu düzenin belasını İslam ümmetinin elinden bulmasıdır; azmimiz ve çabamız da bu hedef doğrultusundadır’ diye konuştu.

HERKESİ AKTİF BOYKOTA VE MİLLİ SERMAYEYE DESTEK VERMEYE DAVET EDİYORUZ

Bizler, zulme karşı duran hekimler ve sağlık çalışanları olarak, bu azgın topluluğa karşı mücadelemizi daha da şiddetlendireceğiz diye konuşan Doğan, ‘Üniversite kampüslerinden meydanlara kadar her yerde, Gazze halkına desteğimizi haykıracağız. Dün olduğu gibi bugün de İsrail’i ve onu meşru gören çürümüş insan müsveddelerini lanetlediğimizi ve her alanda boykot ettiğimizi ilan ediyoruz. Özellikle meslektaşlarımızdan, reçetelerde, hastanelerde ve eczanelerde yerli ilaçları tercih etmelerini önemle rica ediyoruz. Tüm devlet kurumlarını, işletme sahiplerini ve halkımızı aktif boykota ve milli sermayeye destek vermeye davet ediyoruz’ ifadelerini kullandı.

HAKLI MÜCADELEMİZİ SONUNA KADAR SÜRDÜRMELİYİZ!

Zulme karşı durmak ve hakkı haykırmak, bu dünyada evlatlarımıza bırakabileceğimiz en şerefli mirastır diyen Doğan, ‘Fakat daha da şereflisi, dün Çanakkale’de, Bosna’da, Karabağ’da; bugün Suriye ve Kuzey Irak’ta olduğu gibi, yarın Filistin’de, Doğu Akdeniz’de ve Doğu Türkistan’da haklı mücadelemizi sonuna kadar sürdürmektir. Zulme karşı sessiz ve hareketsiz kalan, zulme ortaktır! Ne mutlu, sözü dinleyip en güzeline kulak verenlere! Ne mutlu, zulme engel olmak için çağrıya koşanlara! Er meydanını ersiz bırakmayanlara! Biz vicdanımızla, şuurumuzla, duamızla ve eylemimizle Gazze’deki kardeşlerimizin yanındayız ve yanlarında olmaya devam edeceğiz. Dünyadaki en izzetli kara parçası olan Gazze’ye ve onun haysiyet sahibi ve hür insanlarına selam olsun! Kanıksamayacağız! Normalleştirmeyeceğiz! Sabırla ve azimle, zulme karşı duranlar olacağız!’ ifadelerine yer verdi.