ERZURUM CİVİL PEYNİRİ

Fatih Sultan Mehmet sefere çıkmadan önce saray hekimlerine “Askerlerin seferde kolay hastalanmamaları ile salgın hastalıklara karşı bünyelerinin dayanıklı olmaları için neler yapılması gerektiğini” sormuş. Hekimler müştereken yaptıkları araştırma ve deneylerden sonra keşfettikleri bir preparata yani ilaca karar kılarlar. Padişahında hoşuna giden bu preparat küflü peynir yani göyermiş çecil peynirden başkası değildir. Hemen saray ve askeri komutanlara ve aşçılarına gönderilen fermanla askere günde üç öğün küflü peynir yedirilmesi emredilir. Eveeeeet yanlış duymadınız. Atalarımız peynirlerini toprak altında, küpler içinde muhafaza ederek göğermelerini sağladığı bu peynirleri askerlere günde üç çöğün ikram ederek koruyucu aşı yapmış gibi olurlardı. Çünkü bu küflü peynirin içinde prebiyotik bakteriler ve bağırsak florasını güçlendiren enzimler iç organların ömrünü uzatıyor. O zamanın şartlarında bir sefer yaklaşık 1,5-2 sene sürerdi. 6 Ay yürüyerek gider, 6 ay yürüyerek geri dönülürdü. Tozun toprağın içinde, tuvalet ve banyo ihtiyaçlarının zor karşılandığı bu sağlıksız şartlar altında, düşman askerlerinde çok telef görülürken, Osmanlı askerlerinde salgın hastalıklar, toplu ölümler pek görülmez.. Görülse de pek az görülürdü. Görülende grip gibi salgın hastalıklar olup o da basit atlatılırdı. Bunun sebebi bu seferlere çıkmadan, seferde halinde ve seferden dönerken askere yedirilen küflü peynirdi. Bu öyle bir preparat ki içinde ne prospektüsü/tarifesi ne dozajı ve ne de son kullanma tarihi var. Tamamen doğal tamamen organik. Herkes evinde bu aşıyı fevkalade üretebilir. Tıp ilmi dünyadaki hastalıkların p bağırsakların bozulması ile olduğunu ispatlıyor. İşte bağırsaklardaki faydalı bakterileri “Küflü peynir-Kefir-Ekşi maya-(evde yapılan) Yoğurt” ile çoğaltabiliriz. İstenirse azmin elinden hiç bir şey kurtulmaz. Bundan dolayıdır ki hayat boyu, köyde doğal ortamda yetiştirilerek pazarlanan organik yiyecekler tercih edilmelidir. Ortodoks tıbbı penisilin iğneyi 1940’lı yıllarda keşfederek, mal bulmuş mağribi gibi sevinip böbürlenirken, ecdadımız 400 yıl önce küflü peynirden üretilen penisilini bulmuş ve uygulamış. Sadece isim koymamış. Günümüz Türkiye’sinde bu geleneği tek devam ettiren, daha düne kadar günde üç öğün sofrasında eksik etmeyen belde serhat şehri Erzurum, geleneği yaşatanlar Horasan mayalı soylu yine Erzurum’un dadaşlarıdır. Bu hakkın teslim edilerek takdir edilmesi gerekir…

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.