Türkiye, Pazartesi sabahına Kahramanmaraş’tan gelen deprem dalgalarıyla uyandı. Kahramanmaraş’tan başlayan sismik dalgalar yakın çevredeki 10 ilde büyük yıkımlara neden olurken kuzeyde Grönland’a kadar her yeri salladı. Durumu değerlendiren uzmanlar örneğine rastlanmayan bu depremin dünya sıralamasında üçüncü sıraya yerleştiğini belirtiyor. Yani dünyanın en büyük üçüncü depremi, şu anda ülkemizde yaşanan acıya neden oldu. Depremin ilk saatlerinden itibaren devlet sahada... “Beyefendi rahatsız olmasın” demedi hiç kimse. Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Vali ve Kaymakamlara kadar herkes işinin başında ve zamanla yarışıyor. Büyük bir enkaz var. Depremin yıktığı alan İngiltere büyüklüğünde ve tam 13,5 milyon insan etkilendi.Buna rağmen devlet çok hızlı bir şekilde duruma hakim olmaya çalıştı ve ikinci gün tüm ipler ele alınabildi. Yolların yıkıldığı, iklim şartları nedeniyle hava trafiğinin kullanılamadığı ve on il aynı anda etkilendiği için afet yardım zincirinin zarar gördüğü bir ortamda bence çok başarılı bir afet yönetimi gerçekleştirildi. Elbette eksikler var, elbette hatalar var. Bunu devlet yönetimi de kabul ediyor. Şartların getirdiği durumlar gereği yapılamayacanlar oldu, gecikmeler yaşandı ama buna ne yapılabilirdi? Bizim gibi düşünmeyenler de var. Bugüne kadar yönettikleri belediyelerde herşeyi çok güzel yapmışlar gibi devlet içinde devlet gibi davranmaya çalışan birileri her yapılana çamur atarak, her resme hikaye yazarak, şu en kaz ortamında bile algı yaparak oy devşirmeye çalışıyor. Allah aşkına, bugün oy devşirme zamanı mıdır? Bugün siyaset yapma zamanı mıdır? Deprem sahası siyasetin yeri midir? Bize ne oluyor? Afet geldi diye insanlıktan mı çıkacağız? Hele şu afeti bir yönetelim, hele şu zor zamanda birlik olalım sonra yine birbirimizi yemeye devam ederiz. Dünya burada bitmiyor ki!