26-27 Ağustos 1910 tarihinde Danimarka’nın Kopenhag kentinde toplanan 2. Enternasyonal’e bağlı Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı’nda Almanya Sosyal Demokrat Partisi delegeleri Clara Zetkin, Kate Duncker ve arkadaşları bundan böyle her yıl bir “Kadınlar Günü” düzenlenmesi önerisini getirmiş ve öneri oybirliğiyle kabul edilmiştir. 1921’de Moskova’da düzenlenen 3. Enternasyonal Kongresine bağlı Uluslararası Komünist Kadınlar Konferansı’nda o dönem ağırlık kazanan “sınıfa karşı sınıf” politikalarının etkisiyle “Dünya Emekçi Kadınlar Günü” adı benimsenmiştir. Ancak, 1930’lu yıllarda “faşizme karşı birleşik cephe” politikalarına geçiş sürecinde tekrar ilk baştaki “Dünya Kadınlar Günü” adına dönülmüştür. Bu değişiklik daha sonra kadın örgütlenmesi alanına da yansımış ve sosyalizmi veya komünizmi hedefleyen ve sadece “işçi/emekçi kadınlar” ya da “sosyalist/komünist kadınlar” ile sınırlı bir örgütlenme anlayışı da terk edilerek 1945’te Uluslararası Demokratik Kadın Federasyonu kurulmuştur. Dünya Kadınlar Günü, 1960’lı yılların sonunda Amerika Birleşik Devletleri’nde gerçekleşen çeşitli gösterilerde anılmaya başlanmasıyla Batı Bloku ülkelerinde daha güçlü bir şekilde gündeme gelmiştir. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 16 Aralık 1977 tarihinde 8 Mart’ın “Dünya Kadınlar Günü” olarak anılmasını kabul etmiştir. Türkiye’de ise 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ilk kez 1921 yılında, iki komünist kız kardeş Rahime Selimova ve Cemile Nuşirvanova’nın girişimi ile gerçekleştirilmiştir. Bu tarihten sonra yıllar boyunca 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlamalarına izin verilmemiştir. 1975 yılında “Birleşmiş Milletler Kadın On Yılı” ilan edilmiştir. Türkiye de bu kapsamda yer aldığı için 1975 yılında Türkiye’de “Kadın Yılı Kongresi” yapılmıştır. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nün 1975 yılında kutlanmaya başlamasında İlerici Kadınlar Derneği’nin faaliyetleri de etkili olmuştur. Böylece 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kapalı ortamlardan sokaklara ve meydanlara çıkmıştır. İlerici Kadınlar Derneği, işçi sınıfı ile kadınları bir araya getirerek haklarını aramaya çağıran bir sivil toplum örgütü olarak kurulmuştur. Kurulduğu andan itibaren kısa sürede yurt çapında 33 şube ve 35 temsilcilik aracılığıyla 15 bine yakın üyeye sahip olmuştur. “Kadınların Sesi” adlı yayın organı ile 35 bin kişiye ulaşılabilmekteydi. 1984’ten itibaren her yıl çeşitli kadın örgütleri tarafından kutlanmaya devam edilmektedir. Bu yeni dönemin temel farkı, eskiden sadece sosyalist kesimin sahiplendiği bu günün artık hemen tüm kadın kuruluşlarının yanı sıra adeta resmî bayram gibi devlet yetkilileri ve kurumları tarafından da kutlanmaya, hatta şirketlerin de reklam ve pazarlama faaliyetleri ile buna katılmaya başlamasıdır. Diğer yandan, günümüz Türkiye’sinde 8 Mart’ı Komintern’in 1920’li yıllardaki “sınıfa karşı sınıf” politikalarının bir yansıması olarak adlandırıldığı şekilde, “Dünya Emekçi Kadınlar Günü” olarak kutlayanların da olduğu görülmektedir. Bu vesileyle tüm kadınlarımızın, annelerimizin, kardeşlerimizin, ablalarımızın ve genç kızlarımızın kadınlar günü kutlu ve mutlu olması dileğiyle...