BUDA VE HÜDA

“Adamın biri Buda’ya sorar: Neden bu kadar fakirim? Vermeyi halen öğrenmedin de ondan. Ama verecek birşeyim yoksa, nasıl verebilirim ki? Verebileceğin bir kaç şeyin var. Gülücük verecek yüzün, insana huzur veren sözler söyleyebilecek ağzın, diğerlerindeki iyiliği görebilecek gözlerin, diğerlerine açacağın kalbin, diğerlerine yardım edebilecek bedenin.” Bu ve buna benzer paylaşımlar sosyal medyada son zamanlarda biraz arttı. Buna benzer o kadar çok hikaye var ki Buda’ya dair. Burada kasıt Buda’ya bir hüsnü niyet beslenmesi midir yoksa kasıt başka bir şey midir bakmak lazım. Bu yabancılar tarafından yabancı bir dille paylaşılmıyor, bizim lokal gruplarımızda bildiğimiz insanlar tarafından paylaşılıyor. Acaba hikaye hoş geldiği için mi paylaşılıyor yoksa buradaki niyet farklı mıdır? Müslüman’ın biraz uyanık olması lazım, Müslüman’ın biraz feraset sahibi olması lazım. Bence buradaki kasıt Buda’ya yaklaştırırken Hüda’dan uzaklaştırma projesidir. Hüda’nın yolunda gidenin iyi niyet ve güzel ahlak konusunda neler yapabileceğini görmezden gelen ve bunları paylaşan kendi insanımızın kastı nedir buna iyi bakmak lazım. Güzel ahlakın, paylaşmanın, tasadduk ve infakın cennet sebebi olduğunu biliyoruz elbette. İslam, hoşgörü dini iken güzel iyi yardımı, merhameti emrederken bu Buda neleri de neden ve nereden çıkıyor. Bunları paylaşan insanlara Hüda’yı hatırlatarak Buda’ya neden ihtiyaç duyduklarını bir sormak lazım. Hüda’dan ne zarar görmüşler ki Buda’nın iyiliklerini serd etmeye çalışıyorlar. Burada çok tehlikeli bir oyun var. Müslümanların özellikle mümin gençlerin buna çok iyi dikkat etmeleri gerekmektedir; benden hatırlatması...