Zaten başımıza ne geldiyse bu meraktan geldi ya! Siyasette neler olup bittiğini öğrenme adına kulis dinliyorsunuz, haber takip ediyorsunuz, açık oturum programları yapıyorsunuz falan filan. İster iktidar ister muhalefet cephesinde suçlayıcı bir dil, eleştirel bir bakış, keskin bir ön yargı, iki kutuplu bir dünya duruyor karşınızda. Muhalefetin haber kanallarına ya da televizyon kanallarına bakıyorsunuz iktidar hakkında akla hayale gelmeyecek işlerden bahsediliyor. Uyuşturucu parasından devlet borcu kapatmaya, kolluk kuvvetlerinden resmi kurumlara varana kadar ağıza alınmayacak kabız ifadeler sadece sürüp sürtüşmeler izliyorsunuz. İktidar cenahını destekleyen gazetecilere bakıyorsunuz hepsinin ağzında bir altılı masa bir CHP bir tokalaşma merasimi eleştirisidir gidiyor. İki tarafını iddialarda karşılıklı belgeli ispatlı şahitli ortada duruyor ellerindeki belgeler sahte midir gerçek midir yalan mıdır biz bilemiyoruz. Gazi Meclis’in kürsüsünden, uyuşturucu ticaretini kürsüye vura vura anlatan muhalefetin gençlik kollarından, MLKP’li teröristler çıkıyor. CHP’li belediyelerin başkan vekillerinin molotof kokteyli için ödenen makbuzlar çıkıyor. İktidar bunu yalanlamaya çalışırken kendine atılı iftiralar karşısında savunma refleksi ile bir şeylere sarılıyor. Oradan da bakıyorsunuz kokain partileri serd olmuş iktidar yanlıları ihale almış. İzaha muhtaç o kadar çok mesele dönüyor ki ortada yarısı yalan, yarısı tahmin, yarısı iftira, kıyasıya bir kavgadır gidiyor. Herkes hakkında her konuda iftira edilebiliyor. Galiz küfürler havada uçuşuyor, bir hengamedir gidiyor. Vatandaş kimi seçeceğini, niye seçeceğini bilemiyor. Zincir marketler devleti tehdit ediyor. Uyuşturucu baronları ülkede hesaplaşıyor. Avanak Apti gibi bir sağa bir sola bakışıyoruz. Hangi kanalı açsanız kravatlı davetliler mutlaka ama mutlaka karşı cenah hakkında ateşli konuşuyor. Kimse öz eleştiri yapmıyor, vatandaşın asil olduğunu, asıl seçicinin yüce Türk halkı olduğunu, saygı duyulması gereken asıl mercinin devlet ve millet olduğunu kimse çok da takmıyor. Bu şımarıklık, bu jakoben anlayış, bu ülkenin hak sahibiymiş gibi davranma hakkı nereden ve kimden alınıyor bir karar veremedik gitti. Bu konuda kime inanacağımızı şaşırdık, kime güveneceğimizi de bilmiyoruz. Geleceğimiz hakkında çok da endişeli değiliz ama bu işin nereye varacağını bir türlü kestiremedik vesselam.