“Osmanlının artığısınız dediklerinde kahroluyorum” diyen Kerküklü ninenin;
“Bizi kimlere bırakıp gidiyorsunuz” diye haykıran Şamlı dedenin;
“Türkiye için dua etmeden seccademi kaldırmam” diyen Bosnalı teyzenin;
“Can cananından vaz geçemediği gibi biz sizden vazgeçemeyiz” diyen BayırBucaklı
halanın;“İki patik ördüm, köyüme ilk gelen Türk askerlerine vereceğim” diyen Ahıskalı gelinin;“Bizi nece bekleteceksiniz…” diyen Azerbaycanlı bacının,”Ne hazindir ki gani Türk`ün muştusuna nail olmadan fani alemden dar-ı bekaya gözleri
açık göçeceğim” Doğu Türkistanlı Uygur Dayı.“Ordumuza katılmak için ceketine kadar satarak gelen” Pakistanlı gencin;
“Şahadet parmağını İsrailli askerlere uzatıp sallayarak ‘Bir gün gelecekler”diye ağlayan
Gazzeli çocuğun…“Baykal’ın, Hazar’ın, Tuna’nın, Fırat’ın ve Nil’in, yetmedi Aras Nehri’nin;“Ağrı Dağı’nın, Türkmen Dağı’nın, Kerkük`ün, Apşeron’un, Elburuzn ve Erciyes’in,“Erbil’in, Halep’in, Ahlat’ın, Urumçi’nin, Ötüken` in, Kaşgar`ın, Fergana’nın ve Tebriz’in…Velhasıl-ı kelam “Horasan Mayalı Yürek Bohçası” nda bize(Türk’e) dair “Ağıt yakıp, umut
taşıyan” dahası ”Çoban ateşi” yakıp bekleyen ”Turan ülkesi” her yerin, her sesin ve deherkesin…”Türk Cihan Hakimiyeti Mevküresi” olan ”Kızılelma” ülküsüyle hedefe kilitlenmek…